Söz konusu uygulamalar geniş bir mükellef kitlesini ilgilendirmekte ve zaman zaman yoğunluk kaynaklı sıkıntıların dışında da başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bir taraftan kamu tarafında bu uygulamaların öncüsü olarak kabul edilerek başarılı uygulamalara imza atmakta iken, diğer taraftan ise sebebi açıklanamayan ve bilinmeyen bazı kırtasiyeci uygulamalarına devam etmektedir.
Nasıl mı? Gelin beraber değerlendirelim.
Bilindiği üzere KDV iade işlemleri yeminli mali müşavirler tarafından hazırlanan KDV iadesi raporlarına istinaden yapılmaktadır. KDV iade raporlarının vergi dairelerine nasıl teslim edilmesi gerektiği 3568 sayılı Kanun’un tebliğleri ile belirlenmiştir. Söz konusu kanuna ilişkin 18.02.1990 tarihinde yayınlanan 1 seri nolu Tebliğ’in E bölümünde; “…… Yeminli mali müşavirlerce düzenlenen raporların, iki örnek olarak yeminli mali müşavirce kimlik ibraz edilerek tutanak karşılığında vergi dairesine teslim edileceği……”
hükmü yer almaktadır.
Yine aynı kanuna ilişkin olarak 07.02.1997 tarihinde çıkarılan 21. nolu Tebliğ’in Katma Değer Vergisi İadesi Tasdik Raporlarının Vergi Dairesi’ne Teslimi Başlıklı C bölümünde ise ”Yeminli mali müşavirlerce tanzim edilen katma değer vergisi iadesi tasdik raporları ilgili vergi dairelerine veya mal müdürlüklerine bizzat raporu düzenleyen yeminli mali müşavir tarafından kimlik ibraz edilerek tutanak karşılığında teslim edilecektir. Tutanaklar vergi dairesi müdürü veya yardımcıları tarafından imzalanacaktır.
Katma değer vergisi iadesi tasdik raporları dışındaki raporlardan yeminli mali müşavirin iş yerinin bulunduğu il merkezindeki mükelleflere ait olanlar yukarıda belirtildiği şekilde teslim edilecektir. Yeminli mali müşavirin iş yerinin bulunduğu il merkezi dışındaki mükelleflere ait katma değer vergisi iadesi dışındaki tasdik raporları ise faaliyet belgesi ile birlikte taahhütlü olarak posta yoluyla vergi dairelerine gönderilebilecektir” hükmü yer almaktadır.
Yani yukarıda açıklanan bu uygulamalar gereği yeminli mali müşavirler KDV iadesi tasdik raporlarını hala ilgili vergi dairesine bizzat giderek kimliğini ibraz ederek tutanak karşılığı teslim etmektedirler. Yani İstanbul’da çalışan bir yeminli mali müşavir Kars Vergi Dairesi’ne ilişkin bir iade raporu hazırlamış ise İstanbul’dan Kars’a bizzat gidip raporunu vergi dairesine tutanak ile teslim etmek zorundadır. Bunun dışındaki raporlar taahhütlü posta yoluyla gönderilmektedir.
Dikkat edilecek olursa bu konuya ilişkin olarak 3568 sayılı Meslek Kanunu’nda hiçbir düzenleme yapılmamışken sadece genel tebliğler ile düzenleme yapılma yoluna gidilmiştir. Bu uygulama kanunlar genel hiyerarşisine aykırı bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ayrıca elektronik uygulamaların ve teknolojinin hızla geliştiği bir ortamda 30 yıl önce çıkarılmış ve değişikliğe tabi tutulmamış mevzuat hükümlerine göre işlem yapmak ne kadar uygun bir davranış olabilir tartışılır bir durumdur.
Bize göre gelinen bu noktada başta KDV iadesi tasdik raporları olmak üzere diğer yeminli mali müşavirlik raporları da e-uygulamalar ile sisteme yüklenilebilecek bir altyapıya kavuşturulmasının zamanı gelmiş gibi gözükmektedir. Sadece rapor teslimi için iller arası vergi dairelerini gezerek bizzat işlem yapılması artık geçerliliğini yitirmiş bir uygulama olarak karşımızda durmaktadır.
Aksi takdirde bir yanımız eksik kalacaktır.